Oyuncu, yönetmen, fotoğrafçı ve komedyen Okan Bayülgen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının düzenlediği “38. Genç Günler” festivalinde gençlerle bir araya geldi.
Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde gerçekleşen ekinliğe katılan sanatçı, çalışması, mücadelesi zor bir alan olan tiyatroyu tercih ettiğini belirterek, “İnsanlar yaşlanınca filozof oluyor. Ya filozof olacaktım onlar gibi ya da eğitimini gördüğüm sanatta bir şeyler yapacaktım dolayısıyla tiyatro yapıyorum. Bir zamanlar sinemayı, tiyatroyu batırıyor dediğimiz televizyonun artık böyle bir gücü yok. Yayıncılıkta artık eski tatminim yok. 30 sene boyunca uzun programlar yaptım.” dedi. Bayülgen, Covid-19 salgınının ardından insanların kendi başına tiyatroya gitme oranında artış olduğunu dile getirdi.
Devlet Tiyatrolarında en genç yönetmen olarak işe başladığını aktaran sanatçı, “O sırada mevzuattan mıdır temayülden mi bilmiyorum. O zamanki müdürümüz dengeler açısından kötü olur diyerek yönetmen olarak isminin yazılmasını istedi. Hiç alınmadım. ‘Provalara gelmeyeyim, sen oyunu yönet.’ dedi. Benim amacım bir şey gerçekleştirmekti. Memnuniyetle kabul ettim. Afişte şu ya da bu şekilde adımın yazılmasının önemi yoktu. Böyle birini bulamazsınız.” değerlendirmesinde bulundu.
Okan Bayülgen, Fransa’da yaşarken gördüklerinin onu oyuncu olmaya ittiğini söyleyerek, “Sokak tiyatroları vardı. Ortamından çok etkilendim. Konservatuvara girerken bu olayı anlattım. Jüri bunu çok samimi buldu. Herkes ‘Tiyatroyu kurtaralım’ gibi iddialar ortaya atıyordu. Onlara bunu demem çok samimi geldi.” şeklinde konuştu.
Diyaloglu sahnelenecek bir oyun yaptıklarını ve özellikle tarihi ya da fantastik karakterleri seçtikleri için bir ekiple yazmanın verimli olduğunu kaydeden sanatçı, küçük bir ekiple oyun yazmaya başladığını aktardı.
Başarılı oyuncu Bayülgen, Richard oyununda zamanla değişiklikler yapıldığının altını çizerek, “İlk dört oyunu seyredenleri geri çağırıyoruz. Oyundan sonraki söyleşilerde ilk oyuna gelmiştim derlerse yine izlemesini söylüyoruz. Anlaşılmaz denilmesine karşın oyun sonrası söyleşilerde anlatmak için bulunmuyoruz. Seyirciyle sohbet ediyoruz. O tartışmalarda çok şey öğrendik. Her seferinde minnettar ayrıldık. Seyirciden de çok şey öğrendik.” ifadelerini kullandı.
Yazıp yönettiği ve rol alacağı “Dracula” oyunun hazırlıklarına da değinen sanatçı, “Biz Bram Stoker’ın ‘Dracula’sını koruyarak ve ona selam yollayarak, onu 77 yıl sonraya taşıyoruz. Günümüzden de 50 sene geriye götürüyoruz. Dracula, o yıllardaki sanat üretimi konusunda ve gelecekle ilgili varsayımda bulunuyor. Sonbaharda Dracula’yı izlediğinizde bu konuşmaları orada tadabilirsiniz.” dedi. Söyleşi, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
